Geçtiğimiz hafta Yedigöller’e gittim, hem kafamı dinlemek hem de özel bir çekim yapmak için. Yanımda DJI Mavic 3 Pro vardı, canım gibi baktığım cihaz… Sabah erken saatte, sisin gölün üstünde dans ettiği o efsane saatlerde havalandırdım dronu. Tam her şey film sahnesi gibiydi ki, bir anda bağlantı kesildi. Kontrol gitti, ben panikledim, dron bir anda göl kenarına çakıldı.
Koşa koşa yanına gittiğimde bir kolu kırılmıştı, içine de az da olsa su almış. O an sadece cihaz değil, kalbim de kırıldı diyebilirim. Çünkü sadece bir alet değildi benim için; içinde bir sürü emek, anı, proje vardı.
Ne yapacağımı düşünürken aklıma...